Ender Gelişen Osasuna Atakları

yaşım 32. annemle yaşıyorum. babam da var, ama o oturma odasında yaşıyor. annemle ben salondayız. bir bankada orta kademede çalışıyorum. hiç sevgilim olmadı. bir keresinde,üniversitenin ikinci yılında gönül diye bir kızla yakınlaşmıştım. okul çikışları yürürdük. dünyayı konuşurduk, sevgiyi konuşurduk, birlikte dans kursuna gitmemiz gerektiğini konuşurduk. iki kez de sinemaya gitmiştik. biri forget paris öteki de braveheart. geceleri uykuya dalmadan önce onu düşünürdüm. sabahları uyandığımda akılma gelen ilk o olurdu. okul partisinde onu cem'le öpüşürken gördüm, sonra...

gittiğim ilk maç fenerbahçe-beşiktaş arasındaydı.1979 yılıydı galiba. süleyman'ın cemil'i marke ettiği maçtı. sahadaki tek sarışın süleyman'dı, ben de beşiktaş'ı tutmaya karar verdim.insanlar cemil turan,lefter, metin oktay,şeref gibi futbolcuları görüp takım tutar. ben gidip adı sanı bilinmeyen, şu an esamesi bile okunmayan bir defans oyuncusu sayesinde beşiktaş'ı tuttum. bir de çocukken trt'de ilker yasin'in sunduğu avrupa'dan futbol programını hiç kaçırmazdım. ispanyol liginde osasuna diye bir takım vardı. hala var. osasuna denen bu takım diğerlerine nazaran zayıf bir takımdı. ve ilker yasin sürekli ''ender gelişen osasuna atakları'' diyip dururdu. osasuna takımı ender geliştirdiği ataklar sayesinde avrupa'da tuttuğum takım oldu. aynı dönemde liverpool, bayern, nottingham forrest gibi takımlar havada uçuşurken, ben osasuna sempatizanı olmuştum.

okuduğum bütün okulları birincilikle bitiridim. bu çok istediğimden olmadı. yapacak daha iyi bi'şeyim yoktu. hep ders çalıştım. futbolcu olmak isterdim ama mahallede beni pek takıma almazlardı. zaten çok yeteneksizdim. beden derslerini de hiç sevmezdim. uzun mesafeli koşularda diğerlerine kronometre tutarlardı. beden hocası benim koşacağım gün kronometre yerine takvimle gelmişti. herkes çok gülmüştü. ben de çok gülmüştüm. masa tenisinde kimse yenemiyordu ama...

çok arkadaşım yok. liseden bahadır var. o da amerika'da şimdi. sürekli çağırıyor, ama gidemem. uçaktan çok korkuyorum. yalnızlık gibi bir sorunum yok. insanlar beni seviyor. ama sadece o kadar. oraya buraya pek çağırmıyorlar. şirket eğlencelerinde yeterince sosyalleşiyorum zaten. çok kitap okuyorum ama hemen unutuyorum. konsantrasyon sorunum varmış. bunu bir yerde okumuştum. bir de karmaşık insan ilişkilerine bulaşmamak daha iyi oluyor galiba. çok emin değilim ama, içiniz boşalmıyormuş. bunu da bir yerde okumuştum. içiniz boşalmıyor... yani sizi siz yapan özelliklerinizi yitirmiyorsunuz. yani hayat boyu bakışlarınız değişmiyor. çocukken nasıl baktıysanız, hayat boyu öyle bakıyorsunuz. ama itiraf etmeliyim ki bir kız arkadaşım olsa çok iyi olurdu. öyle sevişmek için falan değil, birlikte bi'sürü şey yapmak için. ne biliim, birlikte yemek yapardık, masa tenisi oynardık, kim 500 milyar ister'i birlikte izlerdik. erenköy sahilide yürürdük. işte böyle şeyler. bi'de bol bol konuşurduk.

benden yazmamı istediler. yazacak kadar çok şey bilmiyorum ki. ısrar ettiler... peki yazıyim de ne yazıyim? kendini yaz, yaşadıklarını yaz dediler. içimden ''yaşadıklarımdan ancak kutu oyunu yapılabilir,başka bir halta yaramazlar'' demek geldi. sonra düşündüm, herkesin herşeyi bildiği bir ülkede,bir şeyleri bilmemek üzerine yazılabilir diye... birileri okur mu diye merak ettim, neden olmasın? ender gelişen osasuna atakları beni heyecanlandırmıştı.

belki sizleri de heyecanlandırır.

Eray Saydam, 2004

"ispanya ligi, alkol koması, bayat cips, televizyon ekranı
takatsizim, puşt hüzün orta sahada hazırlık pasları yapıyor
ortalıkta uyku getirmeyen zavallı akineton hapları
dakikalar geçtikçe real madrid kalesinde bir hayli etkili oluyor
sanki bana ders veriyor ender gelişen osasuna atakları..."

In Loving Memory..





House se06e01e02


- Neden başarılarından çok başarısızlıklarına değer veriyorsun?
+ Küçükken annem beni mastrübasyon yaparken yakaladı. Annesini düşünüyordum..


"Van Gogh'a apartman dairesi boyatmak, Mozart'a daha dün annemizin çaldırmak, Che'yi Nazi subayı yapmak."

Tek kelimeyle mükemmel bir sezon açılışı yaptı House. Kendisi için çok iyi olmasada seyir açısından harikaydı. Bu güne kadar savunduğu "insanlar değişmez" tezine ters düşecek şekilde değiştirilmeye çalışılması tabii ki de işe yaramadı- aslında biz öyle sandık. Daha kötüye gitmesinin iyiye işaret olduğunu nerden bileyim lan ben! Bölüm sonunda bi mutlu olduk, bi hüzünlendik sormayın gitsin. Farkettik ki aslında o "biz"mişiz, hep olmak istediğimiz ama olamadığımız, olmaya ihtiyaç duyduğumuz ama olamadığımızmış.

Hayatında her şeyi gerçeği bulmak için yaptın
Çıkmak umrunda değil
Adam umrunda değil
Artık gerçek bile umrunda değil
Hiç bir şey umrunda değil House.


Breaking Bad


Hayatinin patlamasini ancak mezar tasina bir ya da iki yil kala yapan bir adamin hikayesini konu aliyor Breaking Bad adli seri. Walter White (Patlamayi yapan adam) bir kimya ogretmeni olup ayni zamanda yasam sartlariyla mucadele cercevesinde araba yikamacisinda calismaktadir. Kendisi kimya konusunda engin bir bilgiye sahip olmasina ragmen bir turlu kabugunun disina cikamamistir. Ta ki bir gun is yerinde bayilip hastaneye kaldirilana kadar. Hastanede akciger kanseri oldugunu ogrenen Walt'un hayati bu dakikadan sonra tamamen degisir. Kendisi tam hayatina bir anlam yuklemek isterken eski bir ogrencisinin meth denilen bir cesit uyusturucu yaptigini ogrenir ve buyuk vurgununu bu iste yapmaya karar verir. Mukemmel kimya bilgisi sayesinde meth pisirmek onun icin bir cocuk oyuncagi gibidir. Ancak Walt' u bekleyen pek de hos olmayan surprizler bulunmaktadir ve macera baslar...
Serinin en guzel yani en basta izleyiciyi etkileyip sarmasi. Su ana kadar iki sezonu yayinlanan dizinin bir sezonu sadece yedi bolumden olustugundan bos bir hafta sonuna sigdirilabilecek mukemmel bir dram ve macera. Senarist Vince Gilligan Walt karakterini oyle guzel anlatmis ki adami sevmemek elde degil. Walter White' i canlandiran Bryan Cranston' u da unutmamak lazim. Kendisi bu seriyle birlikte adeta kariyerinin doruk noktasina ulasti. Cok basarili bir oyuncu olmasinin karsiligini gecen yil oldugu gibi bu yil da Jon Hamm - Mad Men, Michael C. Hall - Dexter ve HUGH LAURIE - HOUSE gibi ustadlarin arasindan siyrilarak dram dalinda en iyi erkek oyuncu Emmy odulune layik gorulerek aldi. Serinin ucuncu sezonu icin de izin alinmis. Cok yakinda izleyicilerle bulusmasini umarim.

Facebook Notlarım #3


İzin varsa ben saçmalamacalarımla blogu dolduruyorum. 15 tane falan var bu ve benzerleri. Kopi peystler beni bekler. ------------------------------------------------

Biliyorum ki takip edenlerimin sayısı çok fazla. Her geçen gün arttığını da biliyorum, büyük hissediyorum(!)*. Daha önce belirttiğim gibi bu yazıları yazma sebebi can sıkıntısı genel olarak, ama içimdekileri dökmek de var bi yerde. Bugün sabahtan da sıkıldığım için akşamki yazıma (ki bu o oluyor) dair düşündüm. Freestyle takılmak daha güzeldir benim fikrim bu, çünkü puanın 9 olur kanka. O yüzden sadece başlıklar üstünde düşündüm gerisini düşünmedim. Kendimi taktir ederek devam ediyorum... Öğle saatlerinde Seda Sayan'la SUSMA ! programını takip ettim, Münevver cinayetinin satanist cinayeti olabileceği tartışıldı, olmadığı kanısına varıldı, o sırada kolum ve bacağım kaşındı ve bunun nedeniyse SATANİSTLERDİ! Kim bu satanistler peki ? Sivrisinekler ! Kan içiciler. Bu arada satanistler insan kanı içmez, sadece kedi kanı içer, nedeni de temiz kan olarak görmeleridir, insan kanı pistir, temizlenir vs. Daha sonra aklıma her yazımda sözü geçecek olan, İsmail YK ve CanKan geldi. Onlar hakkında söyleyeceklerim bitmeyecek sanırım. Aslında üst başlığı isyandı İsmail YK'nın. Gençlikte isyankar ruh kalmadı artık, eskiden isyan olurdu devlet kurulurdu, ben görmedim ama bu böyle. Günümüz isyanlarıysa ergen isyanı, emo olmaca vs. ve tabiki de İSMAİL YK İSYANI! Allah belanı versin, Git hadi git. Adam isyankar. CanKan da öyle, şarkılarında hissediyorsunuz. Neyse kendilerini kısa anıcam. Bir diğer konu ise Teletabiler(Teletubbies). Günümüz gençlerindeki anormalliklerin başlıca sebeplerinden biridir kendileri. Zeka seviyelerinin aşağılarda yer alması, herşeye gülmeleri, saçma üzüntüleri ve göbeklerindeki televizyon ekranlarıyla göze çarparlar. Mantıklı hareket ettiklerine rastlanmamıştır ve ekrandan kaldırılma sebepleri de eşcinsel davranışlarda bulunduklarıdır. Bu arada Pokemonlara olan özlemimi tekrar dile getirmek istiyorum, çünkü onlar var olsa dünya böyle olmazdı eminim. Tasoları çıkmıştı bi dönem,7 yaşındakilerle 21 yaşındakileri buluşturan bi icattı o tasolar. Şahit oldum bu duelloya. Ayrıca çok tasosu olan çocuğun yaptığı "Kapış kapış" diye tabir edilen, insanları birbirine yakınlaştıran güzel yanları da vardı.(Kendini pokemon sanıp balkondan atlayan çocuğa kınamamı burdan iletiyorum, senin yüzünden pokemonlu güzel günler devri kapandı!) Aslında daha çok başlık vardı gibi geliyor aklıma ama hatırlayamadım şimdi, son olarak televizyona değinicem. Çok değil. Öncelikle reklamlar var. Canlı yayınlanan programlardaki "Bizden ayrılmayın" lafı. Bunu yapmayın artık. Samimiyetsiz. Ne yani siz bizim o saçma reklamları izleyip fenalaşmamızı mı istiyorsunuz?! (Tamam çok güzel reklamlar var onların hakkını yiyemem de.. neyse.) Hadi buna eyvallah dedik, kabullendik. Peki ya Anahaber bültenine reklam almak nedir arkadaşım? Yeni moda. Gerçi bayadır var da. Hayır bi gün kafa atıcam ekrana o olucak. Haber sunuyorsun, ciddiyetin olmalı, ( Reha Muhtarın yeri ayrı, onu geri istiyorum, yokluğunda Flash Tv'nin Gece yarısı haberlerini sunan Gökhan Taşkınla avuttum kendimi (ek parantez: Gökhan Taşkın; Obamaya gönderi yapmak için yüzünü esmere boyayan kişi bilmeyenler için --> http://www.youtube.com/watch?v=uVfdHvUAVhs ) ama Reha Muhtarın yeri doldurulamaz. Acı var mı efendim acı? saçmalaması kendisine sorulduğunda "Hacı var mı orda hacı? dedim ben, adam öldüyse diye" şeklinde cevaplayan zat-ı muhterem. I <3>

Bir Tutam Şiir

Ayaklarım sırılsıklam yine,
Bu kez nerden geliyor damlalar.
Gökyüzü açık gibi,
Onun bir suçu yok sanki.
Göremiyorum uzakları,
Umuttan bir perde.
Bekliyorum, bekliyorum.
Bir türlü kapanmadı defter.
Tam yeni bir sayfa açtım derken,
Yine aynı sözler arka yüzde.
Sözünü tutamamış,
İnanmış en yakınına, yabancıya.
Önümü göremiyorum,
Vücutlardan bir perde
İnananların hepsi ön yüzde.
Bedenleri birbirine geçmiş,
Hepsine aynı muamele.
Hayırlısını beklerken yakalanmışlar.
Gözleri hep aynı, pişmanlık dolu.
Kurtarmak için son bir çaba,
Nafile.
Göremiyorum yine,
Bu kez kapkara bir perde...

Facebook Notlarım #2

Kopyala yapıştır yapmaya üşeniyordum ya ben hani, aha da yapıyorum. arada anlamadığınız espriler, tanımadığınız kişilere sataşmalar olursa da çok da tın.
-------------------------------------------------------------------------------------------
Çizgi karakterler gerçek olsa ya ? Olmaz mı öyle, mesela evde bi tazmanya canavarım olsa, oynasam onunla falan. Ya da pokemonlar gerçek olsa. Pokemonlar gerçek olsa ohooo.. Küresel ısınmaymış, doğal kaynakların tükenmesiymiş, hiç bi sorun kalmaz valla. Küresel ısınma mı var ? Squartle Su Tabancası ! Nesli tükenen bitki mi var ? Balbazar Tohum Saldırısı ! Buzul çağı mı geldi ? Charmender Ateş Çemberi ! Oh ne ala memleket. Bi ara Beyblade diye bişey vardı. (Bilmeyenler için, Sabri Bey Beyblade'dir, Pikachu saldırısından korunmak için dönme hareketi yapmıştır.) Beyblade dediğin şey bildiğin topaç. Ama özel topaç, içinde ruh var; Beyaz Kaplan, Ejder Pençesi ! diye emir veriyorsun topaçın içindeki ruha, topaç gaza gelip diğer topacı dışarı atıyor falan. Hadi bunlar çocuklar için diyelim, o zaman Örümcek Adam gerçek olsun. Ama o da haklı, Türkiyede nereye ağ atacaksın ki gökdelen mi var doğru dürüst... Batman desen, o da olmaz... Ama mesela, Ferhat Güzel, Örümcek Adam olsa fena mı olur ? Bilenler vardır Örümcek Adam kıyafetli Ferhat Güzel'i. (http://img192.imageshack.us/img192/517/1spidermanveferhatii7ol8.jpg)Tamam buraya kadar baya bi fantezi yaptık. Ama insanların içinde var işte böyle şeyler. Özellikle Türk insanında. Örneklersek ; Az önceki Ferhat Güzel, kendini Pokemon sanıp balkondan atlayan çocuk, Robocop benzeri kişiler (İsmail YK, CanKan) vs. Bi de Nihat Doğan var. Türkiyenin Antonio Banderas'ı.O değil de Fatih ürek'in 5 tane mi ablası varmış, babası sonunda oğlum oldu deyip birsürü kurban kesmiş falan, sonradan da kurbanlara mı yanayım oğluna mı diye isyan etmiş diyorlar, söyleyenlerin yalancısıyım.Peki Fahrettin Cüreklibatır'a ne demeli ? Hastalar doktor sırası bekliyor sabahın ilk saatlerinden beri, doktor geç geliyor, hastalar sabırsız-sinirli. Atlıyorlar doktora 15 kişi. Hieyyyyyttt! diyip aralarından çıkan, hastanenin çatısına atlayan bi doktor :O Cüneyt Arkın ! ("Matrix filmi çok saçma öyle olmaz" açıklaması dün gibi kulaklarımızda... ) Bi de şey var, bazı filmler gerçek bi olaydan uyarlama oluyo ya, niye filmler gerçek hayatta olmuyo ? (tamam cinayet-vahşet içerenler oluyo ona itirazım yok da ne bilim.) Mesela Aman Tanrım filmi gerçek olsa, ne biliyim neyse fazla fantastik oldu bu sefer, baydı. Bu seferlik böyle oldu, ama sanat sanat içindir! Halk için değil ! Sıkıldım yazıyorum işte, okumak zorunda değilsiniz ki halla halla. Son olarak beni sizler yaratmadınız ben doğuştan sorunluydum. Okuyucular başımın tacıdır, tekrar ediyorum bu yazıyı okuduysanız ruh sağlığınızı kontrol edin. Saygılar bizden efenim, esen kalın.

bayram

kooy
koy sataniste
koy ateiste
koy putperestee
kooy
hepsi göt olsun
ramazan ayı
mübarek olsuun

İN-ŞAL-LAH..

Monakoyamadık

"Hani şans bizim yanımızda olacaktı ? Hani elimizden tutacaktı ?" *

Ağlamamak Elde Değil

We finally made it..

Hugh Laurie Finally Made It.

Dekanın Yaklaşan Bayram Mesajı

Sevgili Yazarlar,

Öncelikle aramızda hiç bir sosyal boşluk yok. Neden dekan falan izin veriyosunuz olum. Ses edin, ayaklanın, devirin, kırın, sevişin. Aktivite canım biraz. Zaten okula dönünce bişey yazmıcaz yine, hazır yazar sayımız 3 e yükselmişken (ki Berkayın da yazarlığı yönünde sesler yükseliyor) insanları rencide edelim, tükürelim, koltuk altından osuruk sesi çıkaralım (bunu orta okulda çok iyi yapan bi p.ç vardı. Hep içimde kaldı). Lütfen.


Bir diğer çok önemli mesele ise, önemli bir mesele olmaması. Sıkıldım.


-Blog ?

+Ne var ?!

- Çok yalnızız lan.


Sevgili okurlar,


Biliyoruz ki bayram yaklaşıyor. Malum koyun keçi öldürmeden geçen bu bayramda en büyük temennimiz dayılarımızın ellerini ceplerine atması. Çünkü dayılar daha sırnaşık, daha cıvık insanlardır amcalara göre. Amcalarınıza kıyasla daha iyi kandırabilirsiniz onları. Dayılar sevgiye saygıya muhtaçtır; sömürün onları. Sonra da Kereme bi twin pedal alalım, yazıktır lan.


Sevgili Asistan Ebru,


Bizce de yeter artık be Ebru. Yap bi güzellik, kır şu feleğin çemberini. Hocalarını kandır, geçelim bu dönem resimden be. Umutluyuz bu sene, lakin gözlerine her baktığımızda görüyoruz ki - aslında bişey görmüyoruz, çünkü hep göğüslerine bakıyoruz. Neyse gelsin artık o gece, olsun artık bu sene, çıkalım süper lige.


Sevgili karşı apartmanda her iftardan sonra karısıyla volta atan amca,


Yürüyüş olgusu bu değil. Senin matematiğin çalıntı, senin zekan çalıntı. Üstelik volta adabı üzerine yapmaman gereken her şeyi yapıyosun. 2 kanka.


Hepinize iyi bayramlar, bol harçlıklar.


May the balls be with you.


Ak akçe kara gün içindir.

Sizi yaradana kurban

Çaba üzerine

Dizi başlangıç tarihleri

* Gossip Girl - 14 Eylül 2009 tarihinde başlayacak. (3. sezon)

* House M.D. - 21 Eylül 2009 tarihinde başlayacak. (6. sezon)

* How I Met Your Mother - 21 Eylül 2009 tarihinde başlayacak. (5. sezon)

* Criminal Minds - 23 Eylül 2009 tarihinde başlayacak. (5. sezon)

* Lost - Şubat 2010'da başlayacak. (6. sezon)

Bize her yer Türkiye

yer : nou camp'ın önü

Lugano denen o...pu çocuğunu gönderin şu ligden..

alın john terry'yi...

alın rio ferdinand'ı...

alın lucio'yu, ivan cordoba'yı...

türkiye kupası da sizin köpeğiniz olsun...

ama alın şu şerefsiz piçi seyircinin gözünün önünden!

Yıldırım Demirören

9 Eylül 2009 Çarşamba

İmsak.......4.47
Güneş......6.30
Öğle......13.11
İkindi........16.47
Akşam......19.34
Yatsı......21.03
Kıble Sa.....11.51

Hicri:20 Ramazan 1430 - Rumi: 27 Ağustos 1425 - Hızır 127 (Hızır acil:112)

Ne dediydi?
"Mantıklı görüşler genellikle dindar insanlar üstünde işe yaramaz.. Aksi takdirde dindar insan olmazdı zaten. ehe.." (Dr. Greg House, Had'ced Cemal's Pub)

Ne olduydu?
Osmanlı'da ilk telgraf hattı açıldı (1855) - Keban Barajının hizmete girmesi (1974) İzmirin Kurtuluşu.

Günün Yemeği:
Çarşı umduğunu değil bulduğunu yer çorbası
Malzemeler:
3 adet Beşiktaş taraftarı
Atkılar, meşaleler
Komiklikler, şakalar
Anarşişt A'sı
Temcere

Çocuğumuza ne isim koyalım:
Kız: Börteçine
Erkek: Aslanım

Acı gerçekler #1

İstediğiniz kadar ülkücü olun, bir ülkücü bıyığı bile bırakamadıktan sonra abilerinizin gözünde bir hümanist kadar değeriniz yoktur.

Kampanya

Last Fm artık arayüz değiştirmesin. Lütfen.

Şaka şaka o kadar kısa değil

Adamlar sürekli romantik.gözünün içine bakıyorlar birşey diyecek mi sevgilileri diye.Sevgilileri uzun uzun kendilerinden bahsetmeyi bırakıp birşey isteyinceye kadar dinliyorlar.Bazen akılları başka yerlere gitmiyor değil ama ne yapsınlar adamlar aşık dinlemeye devam ediyprlar tabi.Kızlar birşey isteyince de hemen yapıveriyorlar.Gözleri ise asla kaymıyor başka yere sürekli kızların gözünde.Kızlar sürekli soru soru soruyorlar onlar da tanımak istiyorlar adamları tabi, adamlar romantizmi o kadar abartmış ki soruların hepsine cevap vermek için debeleniyorlar yeter ki sevgilileri mutlu olsun.Kızlar hasta oluyor bir keresinde adamlar hemen koşturuyorlar eczaneye ılaclarını alıyorlar sevgilerinin parasını bile sormuyorlar.Hemen eve geliyorlar güzel bir yemek hazırlayıp uyandırıyorlar sevgililerini.Kendi elleriyle güzelce besleyip ilacını veriyorlar kızların.Kızlar iyileşince de onları en paha biçilmez yerlere götürüyorlar yedirip içiriyorlar tekrar(Kız dediğin gezmek ister adamlar haklı tabi).Kızlar yemekten sonra tatlı istiyorlar, adamlar hemen onları alıp en sevdikleri tatlıcıya götürüyorlar.Kızlar nefis profiterolü yedikten sonra da üzerine kahve istediklerini fark edip sturbucks diye bağırıyorlar.Kızlar bağırır bağırmaz adamlar çoktan siparişi vermiş oluyorlar.İki tane american zartzurt pls.Kahveler de içildikten sonra adamlar düşünüyor ulan ne kadar mutluyum ben bu kızların hepsiyle evlenirim diye.

Olur öyle adamlar romantik ama adamların böyle koşuşturmalarının altında yatan bir sebep varmış.Ademoğlunun kanayan yarası sex.Adamlar meğer kızı yatağa atmak için bir dediklerini iki etmemiş.Kızlar hasta olduğunda onları iyileştirmişler çünkü hasta kızlarla sevişmek istememişler.Adamların aşkı sadece kızları kız yapan organdan ibaretmiş.

Ben inanmadım siz?

Bu arada hoca Allahüekber diyecekmiş..Hadi bana eyvallah.

ders kaydı

İstanbul'a giden var mı ????

Facebook Notlarım #1

Ben bi ara feci sıkıldım yapacak bişey bulamadım facebookta blog yazarlığına başladım, aha ordakileri buraya kopyala yapıştır edicem, ilk 6 yazımın başlığı yoktu onlar bu yazı başlığı gibi olucak sanırım, bazı olayları siz bilmiyorsanız da elimden bişey gelmez benimle iletişime geçin falan diyeceğimi sanmayın, ama geçmeyi deneyebilirsiniz, parayla değil sonuçta. Hadi yeter bu kadar açıklama, üşengeç adamım yazıyı yazmıyorum tekrar buraya büssürü yazdırdınız.
-------------------------------------------------------------------------------------------------
Aslında denememek lazım böyle şeyleri...Bu muhteşem kilişe sözle girişi yaptıktan sonra devam edebilirim. Uyku geldi aklıma, ona bağlı olarak rüya, bağın en ucunda da saçma rüya görmek. Neden saçma bi rüya görüldükten sonra çevre insanı "Hehe bi yerin açıkta kalmış" der ki? Bence tam aksine her yeri kapalı kalmış bunalmış şahıs. Neyse... Eskiden şu vardı bu vardı muhabbetine geçicem, her ne kadar kendim için "sen ne kadar eskisin ki de bunları konuşucan" desem de hayat hızlı, dünya hızlı benim elim kolum bağlı.(Beeeen tutuyorum dünyayı, sen devaam et! Elimden gelen sadece bu, sen hakkını helal et. Ayna'ya saygılar.) Eskiden haber bülteninde Reha Muhtar vardı. En korkunç, en hüzünlü haberlerde bile tebessüm ederdik. Bence buna ihtiyacı var insanın. Gerçi şimdi de M.Ali Birand var da, ıığğ - ıııığğğğğğ... nereye kadar.. Bi de benden beklenilmez belki ama Müzeyyan Senar var, hala var ama hasta şimdilerde, şifa versin.. Kalite vardı eskiden, tamam şimdi de bazılarında var da, soytarı çoğaldı şimdilerde. Tamam çoğalsınlar da benim ruh sağlığımı bozmaya hakları yok ki onların. Küçüktüm, İsmail Yk dinledim şimdi böyleyim. Ajdar Anık hayranı oldum zamanla, ben yine kendimi bi yere kadar kontrol ettim ama insanlar duşta şarkı söylüyo yahu yazık :O . Bi de Michael Phelps var. Tamam süper yüzücü, hayranıyız da, bi adama yıllık 3 milyon dolar yatırım yaparsan yapsın bunları bi zahmet, Türkiyenin yüzmeye ayırdığı toplam bütçe 1.5 milyon dolarmış.. Peh.. Usain Bolt var diyorlar ona bişey demiycem. Ama Avrupa Yakası bitmeseydi olurdu. House'u bekliyoruz dört gözle.( Gözlüklülere dört göz denmesin artık.) Ha bu arada Vivident Cult diye bi sakız çıkartmış, tam James Bond sakızı. Paketi açarken kendimi iyi hissediyorum. Eskiden Tipitip vardı, değişik karikatür var mıdır ötekinde diye diye arka arkaya 4-5 sakız attığımı bilirim o zamanlar ağzıma. Sakızı görenlerin tepkisi genelde "Kamyon takozu mu lan o?" şeklinde olurdu. Bi de eskiden (hala var da) sobalar vardı ya, kışın mandalina yedikten sonra kabukları sobanın üstüne konurdu güzel koku verirdi falan. Ben bunu görmüşüm bi yerde, o zamanlar küçüğüm, evde mandalina yemişim, kabuğunu kalorifer peteğinin üstüne koymuşum, kabuklar aradan geçip içeri düşmüş, 2-3 gün orda kalmış, hoş olmamış :/ Bi de eskiden kafasını okşayınca şans getirir diye inandığımız oyuncakımsı uzaylımsı bişeyler vardı, bende var herhalde ondan bi yerlerde de bulmak lazım. Sevimliydiler. Bulursam fotoğrafını not resmi olarak koyayım ben onu. Neyse şimdilik yeter bu kadar, zaten nasıl olsa uzun diye çoğu kişi okumaz bile, okuyanların da ruh sağlıklarının kontrol edilmesini talep ederim zira sürmenaj olma ihtimalleri var. Kalın sağlıcakla.(oyuncağın adı trollmüş.yükleyebildim mi nota emin değilim ama kastettiğim şey --> http://www.otherwhirled.com/wp-content/uploads/2007/10/troll3.jpg )

Naber lan ?

Selam ederim ey ahali, ben bu aralar çok sıkılıyorum, facebook'a saçmalamacalar yazıyorum not şeklinde bugünki yazımda da buranın reklamını vericem zaten de, buraya kopyala yapıştır yapayım mı lan ? ilgi görür kesin, baya popülerim ben. öyle böyle değil. Bunu niye msn'den paylaşmadın derseniz, başlık olsun, çok görünsün, belediye çalışıyo izlenimi olsun diye. gereksiz görülürse başlığın silinmesine, soruma cevap verilmesine... arz talep eder, gönlümün sağ alt köşesinden hepinize kirli kanımı sunarım. (kirli kan sağda mıydı lan ? )

Aşkın Gücü Leon

sercån:
yanıma çok taş hatun oturdu lan ağlarsın
berk:
internet cafeden kız kaldır
sercån:
olay olur
berk:
sözlüğe gir bişiler yazıyo gibi yap
aa sözlük yazarı mısın die yavşasın
sercån:
yazarım zaten sözlüğe sığır
berk:
hangi sözlüğe mal
sercån:
ekşide de uluda da
dur web camden göstermeye çalışcam
berk:
azhuuaheuh
sercån:
sen print screen almaya çalış, açıyorum
oldu di mi
berk:
açılmadı daha
berk:
açıldı kız yok duvar var
sercån:
dur elin printte olsun çeviriyorum
fark ederse ağlarsın
berk:
auzhuaehu
sercån:
burnum ne büyükmüş lan benim
berk:
el sallar belki böylece tanışırsnız
kamerayı onun tarafına düşürmüş gibi yap
sen onun tarafına düşmüş gibi yap
sercån:
yok yok çok zormuş aga
deneyince farkettim
berk:
o zaman şey yap
sercån:
yaşama amacım kalmadı
berk:
hiç ilgilenme kızsın bu adam bana niye sarkmıyo diye
o sana sarksın
sercån:
iyi fikir de 1.5 liram var hızlı olması lazım
berk:
azheauheauhe
sercån:
dur bi kez daha deneyelim mi lan
götür elini printe
berk:
auhuhea
tamam
sercån:
deneme 2
berk:
olm görünmüyo ki
sercån:
sadece kafasının ucu gözüküyo lan
berk:
kafasının tepesini gördm
sercån:
asdklfjklsdf
çektin mi
berk:
çok seksi
sercån:
erjeqwklrjklqwejkljewr
berk:
hee çektim
osbir
sercån:
klqerjklqwejrkljqewklrklqwejrlkjeqwklrjqwekljrlşkqwejrklqewr

"Seks-i Memnu" 1st Qualifies

berk:
adam sevişirken bronzlaştı lan
sadece o kadarına denk geldim dün
o da bana yetti
sercån:
başka bi gezegen abi o
faerun falan
berk:
abi otel odası falan denediler
aq road runner kovalayan coyote gibi bi kere olmayınca hemen vazgeçti herifçioğlu
tamam otelden vazgeçtin eyvallah bari yine yaratıcı bişey bul
sercån:
aslşdklşaksfşglkşasdklgasglşkasglşasgkmböçmxcvbmqrkjgpqerıou69237469*134po6yawergjaŞRJGRŞEJYQERYJQREIPJYERJ
evin bahçesinde mi sevişiyon gizli olcak diye
berk:
saklambaç oynarken saklancam diye ebenin arkasında yere yatmak gibi bişey lan
ki ben bunu yaptım küçükken ve işe de yaradı o ayrı
sevişirken bronzlaşmak bundan sonra bizim de olayımız olsun
saçların sararması uzaması falan da

Dekanın Eylül Ayı Mesajı

Sevgili Okurlar,

Bilmediğiniz çok şey var. Aslında bu hoşumuza giden bişey. Mesela sizinle beraber toplamda 8-9 okuyucumuzun olması tabii ki de bizi güldürüyor. Mesela ben bunu akşam kahvedeki amcalara anlatıyorum, baya gülüyo adamlar. Sonra eve gidince içinde tuz eritilmiş sıcak sulu leğenden ayaklarını çıkarıp karılarına tekme atıyorlar. Neyse, bilmediklerinizden biri de siz bu siteye girdiğinizde ben bunu görebiliyorum. Mesela en son ziyaretcimiz Monster Street, Boston 160.75.203.31 IP'li biri. Tabii Bostonda pek takipçimiz olmadığından hemen bunun Dr. Richard, M.D olduğunu anlayabiliyorum. O yüzden tavsiyem şudur ki ya özür diletmeye çalışın (ki 12-13 yaşımda yanlışlıkla annemin suratına tekme atıp burnunu çatlattığımda bile yapmamıştım bunu) ya da üzmeye. İkisini beraber beceremiyorsunuz çünkü. Buraya girip kime küfrettiğimi görmek çözüm değil.

Bir de her sevgilinizle kavga ettiğinizde biraz olsun bana ulaşmak konusunda çekingen davranın. Biliyorum ki yılda 6.8-11 arası bir sayıda sevgiliniz oluyor ve zor durumda kalan ben oluyorum.

Sevgili Yazarlar,

Kerem mevzusu. "Abi Kerem ne ya?!", "Abi Kerem ne ya?! diyen OÇ'ye" gibi ithaflarla kendinizi yüceltmeyin. Gidin ne bok yiyosanız yiyin olum! Dönünce bi kantin arkası Fight FC yaparız, geçer. Burada bir aileyiz, bunu unutmayın. (Gözyaşı Gecesi)

Bir diğer çok çok önemli konu ise Kanal D 'deki Aşk-ı Memnu adlı fantasmal eser. Kim ki bu üst düzey fantastik öğelerle dolu dizi (fantastikte ciddiyim, adamlar yemeklerini altın kaptan yiyip birbirlerine matmazel falan diyolar) hakkındaki en güzel yazıyı yazar, ona çok süpriz ödüllerim olur. Bu noktada Berk ve Utku'nun kalem kağıtlarını hemen ellerine aldıklarını, dvd'ciyi arayıp "Aşk-ı Memnu Special DVD" sipariş ettiklerini görebiliyorum. Bu arada az önce verdiğim bir kararla yazar olmayanların da bu yarışmaya girebilmesine karar verdim. En iyi yazı okurdan çıkarsa hemen yazar olur, birası ısmarlanır.

Son konumuz ise "Sevgili abonemiz, 7 gün içinde kontör yüklemezseniz hede hüdü..." ile ilgili. Sevgili yazarlarımız, eğer 3 ay boyunca buraya bişey yazmazsanız bırakın beni G-Mail bile sizden umudu kesiyor. Lütfen.

Hepinize çok iyi Eylül ayları arz ederim.

Unutmayın ki istediğiniz kadar yakışıklı olun, istediğiniz kadar sempatik İZSU'dan pazar arabasında 1 damacana 2 tane 5 Lt. su taşırken toplumun en alt kademesinde sayılırsınız. İnternet kafede GTA: Ereğli City oynayan çocuğun gözünde bile bir hiçsinizdir.

Hayırlı işler, Bol güneşler.

not: Beni bulmak görmek isteyen Bornova Migros yakınlarındaki "Taşeronlar Kıraathanesi"nde 19.00-24.00 arası bulabilirler. Çay 50 kuruş, hesap son 2 ye kalıyor. Bilinçli gelin.

not2: izmirguzeli.com. Hastaya koldan 10 cc nihilizm, acil.

Anam mı sağolsun ?

Ünlü spor yorumcuları Erman Toroğlu ile Ahmet Çakar dizi oyuncu oldu. İki ünlü yorumcu, TRT’de yayınlanacak olan “Anam Sağolsun” isimli dizinin başrolleri için önümüzdeki günlerde kamera karşısına geçiyor. Ekim ayında yayınlanması planlanan dizide Ahmet Çakar, Simavi Kortel adlı bir plastik cerrahını canlandırıyor. Kortel, eğitimli, kültürlü, kibar, aşırı titiz ve pimpirikli bir erkek babası. Karısına son derece sadık olduğu halde bu konuda paranoyak karısına hiç yaranamıyor ve sık sık iftiraya maruz kalıyor. Erman Toroğlu ise Cemil Kurban adlı bir ciğerciyi canlandırıyor. Kurban, maddi durumu çok yerinde, yarı cahil, küstah, patavatsız, sonradan görme, hafif şovenist ama komik ve sempatik bir karakter. Çapkın olmasına rağmen karısından çok korkuyor. Ve sık sık yakalandığı halde çapkınlıklarını ustalıkla inkar ediyor. Dizide Çakar’ın oğlu ile Erman’ın kızı evli. Aynı zamanda Çakar’ın muayenehanesi ile Toroğlu’nun ciğerci dükkanı aynı binada. Dizide bu ikilinin çevresinde gelişen olaylar anlatılıyor. Toroğlu ve Çakar’ın dizide eşlerini canlandıracak isimler henüz netlik kazanmadı. Yapım şirketi şimdilerde Nevra Serezli ve Pakize Suda ile görüşmelerini sürdürüyor. İki futbol yorumcusuyla da 13’er bölüm için prensip anlaşması yapıldı.