Oda Arkadaşlığında Arıza Paratonerliği
Kim tömmüş : Sercan
İlk oda arkadaşı: Samet.
Samet odaya ilk girdiğimde pek de hoş karşılamadı beni. Duvarında Cannibal Corpse posteri, jilet kolyesi, saçı kadar uzun sakalı, dolabındaki "Komünizmin Tarihi" türevli kitapları, boxerla uyuması (ki o yaşa kadar odamda öz abimi yatımamışım) masasının üstündeki çakısı, otu boku.. Neyse kısaca b.ku yedik dedim. Lakin hiç de öyle olmadı. Sabahın 5inde uyandırıp, "hadi Reşitpaşaya üşüdüm ben kanyak alalım!" gibi sapkın fikirleriyle pek bir sevdirdi beni kendine. Can ciğer kardeş olduk. Beraber derslerden kaldık, sigaraya da başladım bi güzel. Anlayacağınız süper bir oda arkadaşıydı Samet. Arızaydı, ama çok zevkliydi lan! Geceleri Mortician falan dinleyerek uyurdu. Rüyasında Evil Dead görürdü. Ama çok mutluyduk ba!
Diğer ilk oda arkadaşı: İsmini çıkaramadım şimdi.
Çok konuşmazdı. Hiç konuşmazdı. Odada da durmazdı. Severdik ama keretayı. Etliye sütlüye karışmaz, uslu bi adamdı. Arada oda basmaya gider, birilerini döver gelirdi. Ses etmezdik. Potansiyelin farkındaydık.
Sene 2: Cenk
Cenk dağınık değildi. Odasını sürekli temiz bir şekilde siler süpürürdü, önceden ayakkabıyla bastığı tost makinasında beraber yumurta kırmaz, kıyafetlerimizi hep yerlerden toplardık. O derece temizdik ki temizlikçi abla odaya girmezdi. Giremezdi. Utanırdı. İşten ayrılmayı düşündüğünü söyledi bi gün bize. Aynı benim çocuklarsınız derdi. Neyse Cenk asla kıyafetlerini bana katlatmaz, sonra gelip dağıtmazdı. Her gün odada takılır eğlenirdik. Hep beraberdik. Birbirimize dertlerimizi anlatır, beraber çişe giderdik.
Sene 2: Özcan
Özcan tüm sene aynı odada kalıp asla çözemediğim tek yaratıktı. Tüm sene Pes oynadı. Bir filmi 7 günde bitirme gibi bir huyu vardı. Prof. sınavından önce bile bir filmi 10 dakka izleyip hemen pes oynadı. 3 kişi doyduğumuz yemekleri söyler doymazdı. Bursalıydı ama severdim keretayı. Sürekli pişmaniye ve türevi şeylerle beslerdi bizi. Bursalı olup kestane şekeri sevmeyen tek insandı. Ama buna pek de üzülmezdik. Annesi ve teyzesinin börek çörek yapamadığını iddia ederdi. Break dance'ı Türkiyeye getiren kişiydi. Ama son zamanlarda pek bir mala bağlamıştı. Tanımam etmem. Beni bulaştırmayın.
Yaz okulu: Ozan.
Ozan anlatılmaz yaşanır bir varlıktır. Ne kadar sinir bozucu şey varsa yapıp üstüne baba edasıyla "Al sana kek aldım" der. Nasrettin hoca gibidir ozan. Hem güldürür hem düşündürür. Hem kafa s.ker hem huzur verir. Geceleri gürültü olmadan uyuyamaz. En çok sevdiğim özelliği budur. Uyumadan önce müziğin sesini açmamı ister. Mesela şu an kendisi aynı filmi 4. kez izliyor. Uyuyup uyumadığından emin değilim. Çok severiz Ozanı. Memelerini sıkasım gelir. Can ciğer abidir.
Yaz Okulu: Yağız.
Yağız dünyanın en yerinde konuşan adamı. Saatlerce muhabbet edilesi. 3 yıldır tershanede çalışıyor ama kendine 40 gün staj yazdırmayı hiç akıl edememiş. Sonra neden yaz okulu yaptım.
Seneye: Cüneyt ve Cenk
Voltranı kuruyoruz. Bu 3'lüden ne gibi bir atraksiyon çıkar hiç bilemiyorum. Cüneytin 2. haftanın ortalarında beni öldürmesini bekleyeceğim. Cenk yanımda olur ama. Korur beni. Sabaha kadar. Romeo'm benim.
Bla Bla Mr. Freeman
Kim tömmüş : Sercan Cumartesi, Haziran 27
[Hint: Offensive Outline]
Öncelikle böyle küçük düşürücü, güçsüzleştiren, zayıf kılan duygusal olguyu nesilime aşılıyan atalarımdan utanıyorum. Tıpkı merhamet duygusu gibi. O bambaşka konu zaten. Kardeşim istemiyorum ben böyle bir şeyi. Neden bu yola soktunuz lan ırkımı? B.k mu var saçma sapan evrildin? Yok efendim senin gibi 2 kolu 2 bacağı olan biri için ağla, rüyana girsin, b.k gibi dolan, eğleneme, içten güleme; hadi diyelim karşılıklı (bu da başka bir saçmasapan raslantı?) mutlu olduğunu san, bi b.k düşüneme, tüm var gücünü aktar fasa fiso. Bildiğin zayıflık arkadaşım işte. Merhamet gibi. İçten içe hayatını kısaltan gereksizlikler abidesi. Kendini kandırmalar silsilesi. Bile bile aptal yerine konmak. Samimiyetsizlik, dürüst olamama, gırla gitsin. Sen zilyon trilyar yıldır daha güçlü olmaya çabaladın. Bu uğurda kalın(?) bağırsağını kaybettin. Apandist ameliyatları geçirdin. Salak mısın lan! Otur ağla m.na koyim. Kafanı s.k. Geri zeka.
Gereksiz şeyler bunlar ey dost. Akıllı ol biraz. Sapkın görünmek sapkın olmak değil. Yanlış öğretildi sadece sana. Adamak falan t.şak işler. Mantık lan biraz. Git vücut çalış şimdi. Çocukların kaslı doğsun. Ne demiş Lemmy usta,
You know I'm born to lose, and gambling's for fools,
But that's the way I like it baby,
I don't wanna live forever!
Twilight - Alacakaranlık (2008)
Kim tömmüş : Sercan
Filmi izlememin hemen ardından daha bir anlamlı gelen Berk'in makalesini aynen aktaracağım. Lakin Kristen Steward a uzanan diller lal olur demeden edemiciim. Ayrıca fena film sayılmazdı da. Böyle aptal aptal güldük "ulan bunlar bizim başımıza neden gelmez" diye. Yok yanlış anlaşılmasın vampir falan beni bozar, sadece sevmek sevilmek istiyorum lan :'( (espri yaptım yavşamayın- osurdum yaklaşmayın hayır!)
Kim tömmüş : In Nomine Berk Çarşamba, Mart 25
Düzenli bi eleştiri gelmicek burdan bunu baştan belirtiym. Uzun zamandır bi filmde bu kadar gülmemişti ve hiç rahat rahat kopmak için artık ara versinler dememişti bu bünye..
Karışalım Birbirimize Sen Şeker Ben Yağ..
Kim tömmüş : Sercan Perşembe, Haziran 25
oüomdğulas si şekeri ma yaği
domçvi do domxali gyuli çkimi
SENİ ÇOK ÖZLEDİK..
Özledik..
Kim tömmüş : Utku
KAZIM KOYUNCU
Şarkılarınla güzel sözlerinle yanımızda olsan da insan özlüyor be abi..
Ölümünün 4. yılında saygıyla özlemle..
Kaliplastirdigimiz Cumleler
Kim tömmüş : in nomine mami
H.O.Y: Kardesim gecen bir atar yapmisim...
S.S: Abi siz asil bombayi biliyor musunuz?
K.A: Halo gecen AYYY dedi!!
O.P: Abi bu sefer cok acidi ya!
C.U: Abi siz Kung-fu Panda' yi izlediniz mi?
U.E: O film sicar ya...
M.S.O: Abi biliyorum soz verdim de ben gelmesem olmaz mi?
O.A: La bebe ac da su maliyi izleyek.
C.E: Yok yok bitmez bu muhabbet...
Burçak
Kim tömmüş : Sercan
Hani insanların zaafları olur ya bişeylere, kimisi çikolata görünce dengesizleşir 3 aylık rejimi bırakır, yok efendime söyliyim ötekisi kızıl saçlı dişilerin hastasıdır, berikisi .. neyse benim de bu isme zaafım var kardeşim.
Hani dayılarla amcalar arasında bi karşılaştırmaya dayalı tespit vardır ya. Dayılar daha bir yavşaktır, amcalar ağır abilerdir. Mesafelidirler size. Dayılar iş güç zibidilik peşinde amcalar namazında niyazında olurlar. Burçaklara karşı da böyle bir tespitsel bakışım var benim. Bence dünyadaki tüm Burçaklar ufak tefek, şirin, hoş, yanakları sıkılası hanımlardır. Bu arada erkek olan Burçaklar konu dışıdır, bug'dır, fatal errordur.
Lakin koca hayatımda 2 tane Burçak tanıdım topu topu. Biri Burçak Önder (cnbc-e de borsa saatlerinde görebilirsiniz kendisini) diğeri de Burçak Işımer (en son babalar duyar'daki saçlarını sürekli abzürt renklere bulayan şirinlik abidesi). Yatadana gurban yaş oldu 21 daha bir tane Burçakla tanışmışlığım yok. İsyankarım arkadaşım.
Bak yine... Akşam oldu hüzünlendim ben..
I am cleaning my closet abi.. KONUŞMA ANNE BEN KONUŞUCAM BU AKŞAM
Hayatımın 2 Yılını Çaldınız Benden
Kim tömmüş : Sercan
-Pis oda arkadaşları
-Çancı i.neler
-"Arkadaş olarak görüyorum", "çok hızlı gelişti bilemiyorum" vs.
-Vay baba!cılar
-Borcunu geri istemeye çekinen zibidiler
-Mesaja 9 gün sonra cevap atanlar
-Çaldır kapacılar
-Greenpeace
-Kafa kullanmayı gerektirmeyen oyunlar
...
Mezarını Kaz, Bizi Bekle
Kim tömmüş : Sercan Salı, Haziran 23
Bahadır Boysal, L-manyak, Ocak 2002
Çok depresif günleriniz olmuştur.. Gönül acısından, sıkıntıdan titrediğiniz. Aradan uzun bir süre geçer.. Geriye dönüp bakarsınız.. O depreso günler bile bir daha yakalayamayacağınız altın değerinde günlerdir. Hayat yeniliyor kendini işte.. Bir zamanlar kara sevdayla peşinde harap olduğun kız yıllar sonra karşında bak.. Lan buna mı mahvolmuşum ben?? Utanıp acımazsın kendine ama, tatlı bir tiyatro olarak hatırlarsın o dönemi.. O kadar.. Aşk.. Aşkı zkiim, öylesine kandırmıştın ki kendini, neredeyse onun için ölebilirdin.. Hey beybi hey! Karşılıksız ihtiraslarımın titrek süzgeci.. Cebidelik maceraperest, şımarık, elibol, ne olursan ol farketmez.. Kızın cildinin güzelliği daha önemlidir.. Ve aşk cilde iyi gelmez. Artık sigarayı bırakıcaksın, zina yapmayacaksın, alkoliklere, işkoliklere, birine bağlanmaktan korkanlara, sevgilisi olanlara, aşırı milliyetçilere, megalomanlara, beleşçilere bundan böyle aşık olmayacaksın. Kusursuzluk kimseye ait değildir aziz kardeşim, uzaklardadır ve hep yalnız yaşar.. Var git bi dağ başına, kimsesiz bir yayla evinde yapayalnız edebinle otur bir süre..
Arabamız var, biz sonra gelir seni alırız.
Emo Boylar Üzerine
Kim tömmüş : Sercan
sen hiç emo oldun mu baba?
bilir miydin sert rifflerde ağlamayı?
bilir miydin hiç bir sorunun yokken sevgilinden ayrılmayı?
acı çekmek için,ağlayabilmek için..
sen hiç emo oldun mu baba?
saçlarınla kapadın mı gözyaşlarını?
siyah oje sürdün mü mesela tırnaklarına?
kahkülünde meç oldu mu senin hiç?
defalarca yuttun mu dudağındaki piercingi uyurken?
ve kesmek istedin mi bileklerini derinden?
sen hiç emo oldun mu baba?
siyah gömleğin üzerine kırmızı kravatlar takındın mı?
damalı bilekliklerinle sildin mi gözyaşlarını?
şaşkın gözlerle yukarıya bakıp,
fotografını çektin mi tepeden tepeden mesela?
bilir misin ki emolar da şaşar,emolar hep ağlar..
sen hiç emo olup ağladın mı baba?
iyiyim
iyi sayılırım en azından
'arada sırada' dışında zor bişey yok
sen de..
"How I Met Sercan" s01_e02_bi_arkadas_xvid_notv.avi
Kim tömmüş : Berk Perşembe, Haziran 18
"How I Met Sercan" s01_e01_pilot_xvid_notv.avi
Kim tömmüş : Berk
Biz
Kim tömmüş : Sercan
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Sinema Bölümünün hazırladığı Karşıyaka-Göztepe arasındaki rekabeti konu alan bir kısa yapım izledim. Aslında başlarda eğlenmek, gülmek, eski günleri anmak amaçlıydı bu yaptığım, fakat sonradan İskoç abinin konuşmasını dinleyince 'bi yerlerde yanlış var' dedim. İskoç abiyi 13-14 yıldır tanırım. Hiç bu kadar etkilememişti beni. Onun söylediklerinden yola çıkan bir yazı olacaktır bu. Ancak onun anlattığını değil, bahsettiklerinden farklı bir noktaya değinmektir amacım.
Bugün sokakta yürüyen 10 kişiye sorsanız 9 u fenerbahçe-galatasaray ya da beşiktaşlı olduğunu söyler. Bu oran belki de sadece sayılı ilde biraz daha düşüktür. Bu illerden biri kesinlikle İzmir'dir. Bu konuda biraz daha duyarlı olduğumuzu düşünüyorum. Bizim oralarda yeni doğan çocuğa önce şehrinin takımını tutmayı öğretirler. Sonradan istemezse de dövmezler hani. Ama Karşıyaka ya da Göztepe maçlarına giden bir babanın oğlu ya da abinin kardeşi asla istanbul (namı diğer bizans) takımı tutmaz. Çünkü şehrinin, semtinin aşkı o çocuğa küçükken verilir. Semtini sever çocuk, benimser. Her ne kadar zayıf olsa da gücünü ona ayırır, onun için önemlidir yaşadığı yer. İzmir insanı çocuklarına önce bunu öğretir.
Sadece aciz insanlar güçlünün yanında yer alır. Gücünü ona aktaramayan, zayıf bünyeler güçlünün kolları altına girerler. Bunlardan da dolayısı ile asla bir önder çıkmaz. Asla sivrilemezler. İstemezler de bunu. Kolları altında yer buldukları güçlü tüm bunları sağlamıştır zaten ona. Bu yüzdendir ki asla gerçek anlamda sevinemezler. Sadece kendilerini kandırırlar. İşte bu insanlar asla bizim yaşadığımız duyguyu yaşayamıyacaklar. Aslında üzülmüyorum da pek. Çünkü bunu kendileri istediler.
Zayıf insan güce gider. Güçlünün yanında yer alır. Mantıklı gözüken de budur. Fakat doğru olan bu mudur? Sadece 3 gücün egemen olduğu bir olguda yaşamak mıdır? Kendi değerlerini hiçe sayıp, başka coğrafyaların değerleriyle mi avunmaktır doğru olan? Böyle devam etmesi için çaba sarfetmek midir?
Bize göre asla böyle olmadı. Bu yüzdendir ki kendimizi bildik bileli üzüntüden, kahrolmaktan başka bir getirisi olmayan takımların peşinde koştuk. Gücümüzü onlara aktardık. Emek verdik. Ama benliğimizi asla güçlülere vermedik. Biz burdayız. Biz Karşıyakalıyız, Göztepeliyiz, Altaylıyız, Altınorduluyuz, Bucalıyız... Bizler çocuklarını bebekken maça götürecek olanlarız. Değerlerimizi, renklerimizi neslimize aktaracak olanlarız. Güçlünün karşısında yıkılmayan kaleler misali şehrimizin değerlerini tutacak olanlarız biz.
Biz Biziz. Ya siz kimsiniz ?
not: Bu yazıyı okumaya üşenmeyenler lütfen sadece işin futbol kısmını almasın. Futbol sadece bir araçtır bu yazıda.
Sen de mi..
Kim tömmüş : Sercan
Geçenlerde oturmuş gene bişeyler yazıyorum. Temizlikçi teyze giriverdi odaya. Böyle boxer falan sereserpe.. Yok o değil ben. Başlarda utanırdık aslında, sonralardan bu kadınların 8 yıldır bizim gibi hayvanları çektiğini düşünüp rahatlattık içimizi. Bi nevi anneler zaten. "Bu ne oğlum, biraz topla buraları her yer kıyafet, sigara külü .." vb. Neyse ne yazıyosun sen bakayım diyiverdi. İşte öylesine karalıyoruz be abla dedim. Bakıcam dedi. Baktı da. Ben o sıralarda nerede olduğunu kestiremediğim şortumu arıyorum. Üstümde t-shirt bişey olsa gene iyi. Neyse baktı okudu "Ben de bişey sanmıştım be çocuk" dedi. "Bu mu lan senin yazman" dedi. O an çok kötü hissettim kendimi. Temizlikçi abla kahvaltıda zeytin yemişti. Buram buram salatalık kokuyordu üstelik. İnanamadım. Bunu yapamazsın abla dedim. Yapmıştı. Uzun bir süre kendime gelemedim. O gün bu gündür atlet giyerim.
Dumur
Kim tömmüş : Sercan
Dün bilgisayarımın yokluğunun verdiği sıkıntı silsilesi içinde dolabın üstünde nasıl olmuşsa onlarcası birikmiş L-manyak dergilerine dalmış olarak buldum kendimi. Anam bir de bağımlılık yapıyorlar anlatamam. Girişi var çıkışı yok. En son da Lise hazırlıkta okumuşum bir heyecan bir şey gırla gitsin. Neyse konumuz bu değil. 2002 yılının fiyatı 1.500.000 milyon olan sayısını aldım, yandan da biramı açtım yatıyorum. Ulan bi de ne göreyim! Dumur adlı sayfada teee 2002 de aynı dergiyi okuduğumu hatırlatan yazıyı gördüm. 7 yılda unutamamışım, o derece iyiymiş. Tüm bunları sadece bu yazıyı geçirmek için yazdım yani anlıcağınız. Al :
Derslerden sıkılıp şöyle bi dolanayım dedim. Sokağın arasında yaşları 8-12 arasında değişen çocuklar kendi aralarında futbol turnuvası yapıyorlardı. Ama ne turnuva! Kağıtlar, kalemler, istatistikçiler... Hakem bile var. İstatistikçi çocuğun yanına oturdum. Maça başladılar. Bi ara hakem (12 yaşında), çocuğa sarı kart gösterdi. İstatistikçi çocuk hemen kağıdı kalemi alıp bişiler yazmaya başladı. Birden durdu ve hakeme seslendi: "Abi Ahmet'in geçen maçtan sarı kartı var ne yazayım?" dedi. Buraya kadar her şey anormal olsa da normal gibi. Ama hakemden gelen cevap bambaşkaydı.... "MISSES THE NEXT MATCH yaz" ..
Ya işte sayın okurlar.. Bu da böyle bir anımdır...
Let It Flow
Kim tömmüş : Sercan
2003 Karşıyaka çıkışlı nadide grubumuz. Gothic/Doom Metal tarzı müzik yapmaktalar. The Momentary Touches to the Depths ve Meanings adlarında 2 albümleri var. Kadro şöyle,
Özgün Akay (gitar & vokal)
Murat Sarlıcalı (gitar)
Ant Balcı (bas gitar)
Can Uzer (davul)
Kendilerine uzun ömürlü başarılar diliyoruz. Bir de kliplerini paylaşıyoruz.
Cyric
Kim tömmüş : Sercan Pazartesi, Haziran 15
"Denilir ki, Tymora ve Beshaba dünyada doğan her bir ruha egemen olmak için birbirleriyle bahse tutuşurmuş. Şans Hanımı gümüş parasını havaya fırlatır ve Talihsizlik Bakiresi yazı mı tura mı geleceğini tahmin eder. Beshaba yanlış tahminde bulunursa, Tymora mutlu ruhu yaşamının geri kalanı boyunca şansa boğar. Talihsizlik Bakiresinin bu yarışmaları nadiren kaybettiği de söylenir.
Tarih boyunca onların bu zalimce oyunundan tek bir kişi kaçabilmiştir- Zhentil Kalesinden Cyric... Yeni doğan ruhu tanrıçaların önünde dururken, Tymora'nın gümüş parasına ışık tutarak onların kendi varlığını görememelerini sağladı. İlahlar paranın düştüğünü asla görmediler ve Cyric'in kaderi üzerine girdikleri bahsi asla sonuca bağlayamadılar. Böylece o dünyada, Kendi eliyle şekillendirebileceği yazgıdan gayrı hiçbir kaderi olmadan doğdu..."
Acının estetiğini kurgulayan, karanlığa ve kötülüğe övgü niteliğindeki, unutulmuş diyarlar tanrılarından biridir Cyric. Katillerin Hamisi, Yalanlar Prensi, Ölüler Lordu Cyric.
Eğilmek düşer.
Al sana spor basını..
Kim tömmüş : Utku Pazar, Haziran 14
İnanılmaz ama gerçek !
Trabzonspor eski hocası Halilhodzic ile temasa geçti. İngiliz basınına göre teknik çalıştırıcı, milli takımdan öğrencisini de kiralık olarak yanında getirmeyi planlıyor.
Önce Şenol Güneş sonra Eriksson ve Zaccheroni ile ilgilenen Trabzon’da son olarak da Halilhodzic ismi geçiyor. İngiliz basını Trabzonspor’un eski hocası Halilhodzic ile temasa geçtiğini duyurdu. Boşnak hocanın Trabzon’a dönmesi durumunda Fildişi Milli Takımı’ndan öğrencisi D.Drogba’yı Trabzon’a kiralık getirerek ona bir yıl rehabilitasyon uygulamak istediğini yazdı
Londra'da büyük sıkıntı yaşayan Fildişili Drogba’nın; Anadolu yarımadasında yeşillikler içinde bir yıl yaşayarak Avrupa’ya fırtına gibi dönüp, eski günlerine kavuşmak için bu teklifi değerlendirmeyi düşündüğü bildirildi. Bu arada Genk kaptanı Hans Cornelis, Trabzon’dan teklif geldiğini ama ailesinin Almanya ve Hollanda’nın dışına çıkmayı ismediğini söyledi
Not: Bu bi şaka değildir, "spor basını" bunu haber olarak önümüze sunmuştur. Aha da linki
Spor Basini Kan Agliyor
Kim tömmüş : in nomine mami
Yaklasik 2 haftadir spor basinin baska haberlerle ilgilenmesine sebep vermeyen Mehmet Topuz kaosu cuma gunu buyuk baskan Aziz Yildirim'in Kayseriye ozel ucagiyla gidip transferi bitirmesiyle son buldu.Boylece muhtesem spor medyamizin oyuncagi elinden alinmis oldu artik spor haberlerinin yuzde 30'u ve gazetelerin spor sayfalarinin buyuk bir bolumu bos kalacak.Turk futboluna henuz hicbirsey veremis olan bu futbolcunun transferinin turkiyenin en buyuk kuluplerinden ikisinin sidik yarisi haline gelmesi ve turk spor severlerin gectigimiz iki hafta boyunca bu haberle mesgul edilmesi gercekten akil almaz.Spor basini boylesine yas tutarken, Mehmet Topuz'un transfer haberi basta fenerbahceli taraftarlari mutlu ederken artik futbolcunun soyadiyla yapilan esprilerden sikilan sporseverleri de sevince bogdu.
Helal duman avcıları !
Kim tömmüş : Utku
Tespit #4
Kim tömmüş : Sercan
İzmir, bünyesindeki herhangi bir otobüs durağında kesinlikle en az 2 harikuleyt güzellikte kızın otobüs beklediği tek yerleşim birimidir.
İnternet Kafedeki Acımasız Veletler Üzerine..
Kim tömmüş : Sercan
-Ben de girim mi lan?!
+Erğan bu ağbi de giriceğmiş, girsin miğ?
-Giriyim be..
+Yoğ abi Metin2 ye giricez zati..
Allah bir.. Bi daha işiniz düşer i.ne veletler...
O YEA MAN !!!
Kim tömmüş : Utku
Kimsun?
Kim tömmüş : Sercan Cuma, Haziran 5
A bua benzun goi.
yoğun istek üzerine edit: