Just Looking At You Hurts

Yaşayan pek az efsane vardır. Çünkü efsane olmak öyle sokaktaki teyzenin çantasını gaspçılardan kurtarmakla, 3.80 ortalama yapmakla, başında olduğun takımı şampiyon yapmakla olunan bir olgu değildir. Özveri ister, adanmışlık ister. Şu an ajdar ve ercik'i tarif ettiğimin ben de farkındayım, takılmayın çok. Şahsen düşündüğümde eğer gün olur görürsek çocuk torun benim anlatacağım çok az adam vardır. Kadın kısmına bulaşmıyorum, başarıların cinsel ayrıtını bir başka yazıda -asla yazmayacağım bir yazıda- açıklarım. Neyse benim 60 yaşımda -asla göremeğeceğim 60 yaşım- çoluk çocuğa anlatacağım adam Yılmaz Vural'dır efenim. Yaşadığımız yüzyılın en garip, en televolelik, en sansasyonel aynı zamanda en ortalıkta olamayan adamıdır çünkü o.

Gaziantep zamanında ününün zirvesine defansta televole kompela, türkücü bir orta saha, forvette sidikli coulibaly ile çıkmıştı. Televole zamanının en büyük başarılarına bu takımda ulaştı. "Bana pizivenk didi"ler falan hep bu döneme denk gelir ki bu dönem sıkıntılar zamanı (trouble times) olarak geçer. Daha sonraları tekerlekli sandalyeden zıplayıp seke seke yan hakemlere saldıracak, bir takım takla, burgu hareketleriyle duygularını yansıtacak (gaziantep-bjk), tekme tokat futbolcularını dövücekti. Onun zamanı gelmişti..

"değişiklik yapmıyorum, çıkın sahaya bu pisliği temizleyin, ya da böyle devam edin"

Futbolcularına karşı sert, tavizsiz, tıpkı bir baba edasında -sevgi olmadan- davranan bir adamdır Yılmaz Vural. Fakat kısa vadede bir çok takımı başarılı noktalara taşımayı başarmıştır. Fakat henüz 6 aydan fazla çalıştırıp başarı sağladığı bir takım yoktur. Bu sene 19. kulübünü çalıştırıyor Yılmaz Vural, adamışlık derken bunu kastediyorum işte:
"Fenerbahçeyi bana verin, hemen yarın şampiyon yapayım"

Fenerbahçe manyaklığı, sonralardan intihar ediceğini telegol'de açıklamasına kadar gider. Zamanında yurt çapı kampanyalara neden olmuş, sadece kendisinin değil herkesin -fenerbahçeliler hariç- istediği bir şeydir bu.

"- hocam kamptasınız, takımın durumu nedir?
- bömba!
- iddialısınız?
- eheh!"
(o sene küme düşen eskişehirspor başındayken)

malatyaspor'u çalıştırdığı dönemler
(alıntıdır)
malatyaspor önemli bir müsabakada. maç 1-1 seyrediyor, dakika 89. eski beşiktaşlı fazlı ceza alanı içerisinde düşürülüyor. penaltı. kıyamet bundan sonra kopuyor.

ekranın sağ altında minik bir kişi bağırıyor: "fazlııı sen atma fazlııı" fazlı dinler mi, büyük takımdan gelmiş, son dakika tabii ki o kullanacak penaltıyı. hala çığırıyor yılmaz hoca, "fazlııı sen atma fazlııııııı!". ancak fazlı dinlemiyor, topu penaltı noktasına koyuyor, vuruyor, yandan aut. ekranın sağ altında bir şey yuvarlanmaya başlıyor ondan sonra "fazlııı, sorumsuzorospçocuğusiktiğiminevladınınananınörekesi" diye. kimse zaptedemiyor yılmaz hoca'yı.
(standard, 17.08.2005 15:45)

Antalyaspor'a geldiğinde "39 puan alırsak ligde kalırız" demişti. 39 puan aldı, antalyaspor küme düştü. Beşiktaş maçında sahaya pet şişe attı. "Ne yapsaydım kendimi mi atsaydım güzel kardeşim" dedi. "ben antrenörlüğe 86 yılında alex ferguson'un başladığı yılda başladım. o hala manchester'da ben, 18 takım değiştirdim" dedi. Devre arasında "amerikan salatası var ya, a.ına kodu ortalığın" dedi. Oyuncusunu dövmesini mantıksallaştırmaya çalışan ahmet çakar'a "yine olsun yine döverim. Takım küme düşüyor yahu" dedi. Kendisini tribüne yollayan Bülent Yıldırıma "sen tanrı mısın çık dışarı diyorsun" dedi. Şu sıralar 19. takımında demeye devam ediyor,

Sana baktıkça içimiz acıyor

2 kendini bilmez laf yetiştirmiş:

  Utku

4 Ekim 2009 22:24

Fotoğrafta Yılmaz Vural'ın yanındakinin kaleci Şenol olması ne kadar da manalı..

  Sercan

5 Ekim 2009 03:47

"şenol'un annesi"