akşamüstü küçük hayal kırıklıkları

bahsettiğim parfümün odanın ortasına düşüp parçalandığında 1 hafta aralıksız o koku eşliğinde uyumak zorunda kalmak, film izlemek ya da yemek yemek değil hayır. bu olsa olsa orta dereceli bi hayal kırıklığı bence. sıkılınca arasam dediğin insanlarla uzun süredir görüşmediğini/görüşemediğini anımsamak da biraz daha büyüğü sadece. bahsettiğim küçük olanlar ki küçük olandan ne varsa korkarım ben zaten.

bugün otobüste kucağında coğrafya kitabı okuldan dönen bi çocuk gördüm. sonra bi elime baktım, içinde diferansiyelli afedersin mukavemetli filan kitaplar. kendimle konuşmaktan -kendini sıkıp s.kmekten- haz alan biri olarak "ulan sen ne oldun brah piç" dedim kendime. ben ne olmuştum traçovskiler? olmak istediğim çoğu şeyi olamamıştım mesela. en acı veren kısmı bu değil ama. işin bok yanı olmak istemediğim şeyleri bile olamıyorum ben. eheh. ilkini becerirsen parlaksın zaten, ışık filan. ikincisi de aktarma bastırır en olmadı. alberto, kulağımda çalan ağzım açık dinlediğim müziği zıngırdayan herifler 22 yaşında. 19 yaşında naz dünya voleybol şampiyonu oluyor -yazar burada sigara yakıyor-. yözörün gözü yüksöklördö öhöh değil ama en azından..

yapmak istediği şeyi yapmak dışında bi görüşü olmayan adamın olmak istemediği şeyi bile olmayı becerememesi akşamüstü küçük hayal kırıklıklarına neden oluyor.

-olayı anlatır mısınız teyzeciğim?
+valla çok efendi çocuktu nasıl yaptı bilemedik.

0 kendini bilmez laf yetiştirmiş: