Oda Arkadaşlığında Arıza Paratonerliği

İlk oda arkadaşı: Samet.

Samet odaya ilk girdiğimde pek de hoş karşılamadı beni. Duvarında Cannibal Corpse posteri, jilet kolyesi, saçı kadar uzun sakalı, dolabındaki "Komünizmin Tarihi" türevli kitapları, boxerla uyuması (ki o yaşa kadar odamda öz abimi yatımamışım) masasının üstündeki çakısı, otu boku.. Neyse kısaca b.ku yedik dedim. Lakin hiç de öyle olmadı. Sabahın 5inde uyandırıp, "hadi Reşitpaşaya üşüdüm ben kanyak alalım!" gibi sapkın fikirleriyle pek bir sevdirdi beni kendine. Can ciğer kardeş olduk. Beraber derslerden kaldık, sigaraya da başladım bi güzel. Anlayacağınız süper bir oda arkadaşıydı Samet. Arızaydı, ama çok zevkliydi lan! Geceleri Mortician falan dinleyerek uyurdu. Rüyasında Evil Dead görürdü. Ama çok mutluyduk ba!

Diğer ilk oda arkadaşı: İsmini çıkaramadım şimdi.

Çok konuşmazdı. Hiç konuşmazdı. Odada da durmazdı. Severdik ama keretayı. Etliye sütlüye karışmaz, uslu bi adamdı. Arada oda basmaya gider, birilerini döver gelirdi. Ses etmezdik. Potansiyelin farkındaydık.

Sene 2: Cenk

Cenk dağınık değildi. Odasını sürekli temiz bir şekilde siler süpürürdü, önceden ayakkabıyla bastığı tost makinasında beraber yumurta kırmaz, kıyafetlerimizi hep yerlerden toplardık. O derece temizdik ki temizlikçi abla odaya girmezdi. Giremezdi. Utanırdı. İşten ayrılmayı düşündüğünü söyledi bi gün bize. Aynı benim çocuklarsınız derdi. Neyse Cenk asla kıyafetlerini bana katlatmaz, sonra gelip dağıtmazdı. Her gün odada takılır eğlenirdik. Hep beraberdik. Birbirimize dertlerimizi anlatır, beraber çişe giderdik.

Sene 2: Özcan

Özcan tüm sene aynı odada kalıp asla çözemediğim tek yaratıktı. Tüm sene Pes oynadı. Bir filmi 7 günde bitirme gibi bir huyu vardı. Prof. sınavından önce bile bir filmi 10 dakka izleyip hemen pes oynadı. 3 kişi doyduğumuz yemekleri söyler doymazdı. Bursalıydı ama severdim keretayı. Sürekli pişmaniye ve türevi şeylerle beslerdi bizi. Bursalı olup kestane şekeri sevmeyen tek insandı. Ama buna pek de üzülmezdik. Annesi ve teyzesinin börek çörek yapamadığını iddia ederdi. Break dance'ı Türkiyeye getiren kişiydi. Ama son zamanlarda pek bir mala bağlamıştı. Tanımam etmem. Beni bulaştırmayın.

Yaz okulu: Ozan.

Ozan anlatılmaz yaşanır bir varlıktır. Ne kadar sinir bozucu şey varsa yapıp üstüne baba edasıyla "Al sana kek aldım" der. Nasrettin hoca gibidir ozan. Hem güldürür hem düşündürür. Hem kafa s.ker hem huzur verir. Geceleri gürültü olmadan uyuyamaz. En çok sevdiğim özelliği budur. Uyumadan önce müziğin sesini açmamı ister. Mesela şu an kendisi aynı filmi 4. kez izliyor. Uyuyup uyumadığından emin değilim. Çok severiz Ozanı. Memelerini sıkasım gelir. Can ciğer abidir.

Yaz Okulu: Yağız.

Yağız dünyanın en yerinde konuşan adamı. Saatlerce muhabbet edilesi. 3 yıldır tershanede çalışıyor ama kendine 40 gün staj yazdırmayı hiç akıl edememiş. Sonra neden yaz okulu yaptım.

Seneye: Cüneyt ve Cenk

Voltranı kuruyoruz. Bu 3'lüden ne gibi bir atraksiyon çıkar hiç bilemiyorum. Cüneytin 2. haftanın ortalarında beni öldürmesini bekleyeceğim. Cenk yanımda olur ama. Korur beni. Sabaha kadar. Romeo'm benim.

5 kendini bilmez laf yetiştirmiş:

  Sercan

30 Haziran 2009 06:49

Cenkle kantinden asla yumurta çalmazdık. Ekmek hiç çalmazdık. Günah olm!

  Berkay

30 Haziran 2009 11:40

ahjsgdasdfkasjd

cenk'in koruması için önce yurtta kalması gerek be olm buna ne diceksin? :D

  Utku

30 Haziran 2009 12:33

çok iyi yazı lan !

  Adsız

30 Haziran 2009 16:16

rüyamda nie evil dead göriiim olum manyak mısın karı kız görüyodum paso:D:Dayrıca ben uyuduktan sonra odada yaptıklarını da bi dipnot olarak düşersen sevinirim:D:Dsapık herif:D

  516/1

30 Haziran 2009 22:51

oi suzy!