"bugün beşiktaş deplasmanda trabzonu yeniyorsa, ben bilyonerde kalan son 5 liramı beşiktaş galibiyetine basmadığım içindir."
berk fakirwalker
the force is strong with this one
Kim tömmüş : Berk Pazar, Kasım 27
repost
Kim tömmüş : Berk Cumartesi, Kasım 26
sevgili okurlarımdan çok özür dilerim bu hafta sağlık sorunlarım nedeniyle köşeyi yetiştiremedim eski işlerden birini koyuyorum.
"
Turkcell hattımın -tek hatlı olduğum dönemler- çalarkendinleti hepsi grubundan yalan dı.. evet hatta bi iki kere yeniledim bunu kontör harcayarak.. arayanların benim güne açan çiçekler gibi olduğumu duymasını istiyodum o zamanlar...
Liseyi bitirene kadarki 12 yıllık öğrencilik hayatım boyunca alışkanlıklarımda değişmeyen tek bir şey vardı, eve dönünce tv karşısına uzanıp çizgi film izlemek. Bana bu imkanı 12 yıl boyunca sağlayan medyaya teşekkürlerimi sunuyorum burdan, sabahçıydım, öğlenci oldum, sonra tam gün de okudum falan ama ne zaman eve girsem o çizgi film oradaydı, bazen bi bölüm süper baba'nın arkasında bazen de sonradan "bir istanbul masalı"yla ün yapan ahu türkpençe'nin sunduğu abuk bi trt çocuk programının arkasında, hep oradaydı o çizgi filmler.. Ahu'yu da ben keşfettim "şöhret" bozdu ona da ayrı yanarım..
2 Sezon Heidi izledim, 4-5 sezon pokemon, 3 sezon Vikingler, jetix yokken biz vardık.. Saçlarımı toplamış halimi power rangers'dan kırmızı ranger tommy ye benzeten arkadaşlara da selam olsun.
Uzun yaz gecelerini sabaha bağlarken eve dönmeden önce arkadaşlarımla bu sabahki bölümün finalinde hangi teletabi delikten geri fırlayıp "sürpriiiiz!!!" diye bağıracak diye iddiaya da girdim ben.
Günde 1 (yazıyla bir) öğün yemekle doyup uyuduğum oldu...
Önümde oturan kızın saçını da çektim ilkokulda.. -ne kızı ne saçını hatırlıyorum ama bi eylem vardı.
Tanrıya inandım, kızdım, küfrettim falan çocukla çocuk olursa diye... Allahtan olmamış..
Hayalgücüm vardı action man ile batman kurtarırdım.
Halıda araba yarıştırırdım sıra tabanlı şekilde.
Kinder sürprizden motorsiklet çıkmasını bekledim senelerce, sonunda çıktı, hala odamda çekmecelerden birinde durur... umarım...
Taşınırken ağladım...
Uyudum..
Büyüdüm..
Mü?
Ne ki büyümek? "Reklamlar" olarak hatırladığımız şeyin Star'ın Parliament sinema kuşağı reklamlarından ktunnel'daki "Tıkla İlişkiye Gir!"e dönüşmesi mi? Showtvnin gupdıbırıptıpdıbırıptıp intro'sunu hatırlayamayacak hale gelmek mi? Oyuncakların kaybolup habitatımızdaki en eğlenceli şeylerin model arabalar falan haline gelmesi mi? Mynet ten okey oynamanın abuk gelmesi mi?..
Gözüm Ashley Tisdale, Avril Lavigne falan dinlemekte değil, güne açan çiçekleri geçtim tamam insanın bi zevki de olmalı sonuçta da, 7 yaşındaki kuzenim turkcell süper lig istatistiklerini benden iyi biliyosa, benim yüzüne bakmadığım warcraft posterlerine, cd kutularına (bildiğin fifa 2010 kutusu mesela ya, üzerinde bi futbolcu resmi bi de 2010 olur o kadar) "vauvvv" diyosa ve üzerinde düşünmeye, hayal kurmaya hal buluyosa, ve bütün bunlar olurken benim aklımda sürekli bayram biletlerini zamanında almak, yurt parasını yatırmak, kredi kartı borcunu ödemek, gelecek haftaki midterme, 2 gün sonraki lab'a çalışmak varsa... Yazık lan... Bunun adı bişeyleri aşmış olmak falan değil, çünkü güzel şeylerdi onlar, bu kaybetmektir olsa olsa.
Peki bundan sonra ne olucak?
Şimdi bi 5 dakikanızı ayırıp bunu düşünmenizi istiyorum.
Şaka lan şaka. Açın cs oynayın, wow oynayın, bişey oynayın ya, çıkın mahalledeki çocuklarla top oynayın gerekirse.
Bundan 25234 yıl sonra "Hakan Ünsal ve Devler"i yenmiş bi Tanju Çolak mutluluğu herkese nasip olmayabilir...
"
tek okuyucumuz olan Mountain View / California'dan Cristina Wylestraw'a selamlar. saygılar.
pic. is fucking related
Kim tömmüş : Sercan Pazartesi, Kasım 7
yani şimdi kötü bi çocukluk geçirdiğinizi mi düşünüyorsunuz? siktirin ordan.
annem beni henüz 13 olmadan evden kovdu, babamla tanışmadım bile. 10 yaşıma kadar tek arkadaşım sürekli ağzımı burnumu kıran, bana bi bok olmadığımı söyleyip duran yavşak suratlı karşı komşunun götoğlanı çocuğuydu. üstelik siktiğimin şehrinde 9 kişi filan yaşıyodu, yemin ederim. tüm gençliğim sırasında aslında beni görmek bile istemeyen insanların arasında dolandım.
en kötüsü bunlar sanıyosunuz değil mi? en yakın arkadaşım 30'larında bir asyalıydı. beni yanında gezdirmesinin tek sebebi de sevişebilmesine yardımcı olabileceğimi düşünmesiydi. tek avantajlı yanı ise şu kızıl tatlı kızın yanında gezebilmemdi, o da tahta gibi düzdü- ama yine de çok güzeldi. kendisi bi sadist olmalıydı çünkü bana vurmaktan zevk alır ve gölde ıslanmayı çok sevdiğini söylerdi.
fakat tanrım, benim için en büyük azap şu kaçamadığım çiftti. bilirsiniz bu çiftleri aslında, aynı kıyafetleri giyen, birbirinin cümlesini tamamlayan. tam anlamıyla kaybedenlerdi onlar. bi de kedileri vardı, kendilerinden en az 2 kat daha rahatsız ediciydi. yemin ediyorum susmak bilmiyodu.
işte dediğim gibi, şehirden şehire kendi yaşıtım çocuklarla dövüşmek için gezindim durdum. hatta bazen büyüklerle de kavga ettim. beni ayakta tutan tek şey ise günün tekinde bir pokemon ustası olma hayaliydi.