Nefret ettiğim yeni dışarısı



Çocukken meşe (bilye olarak tanırsınız onları) oynardık, yemiş toplardık (incir olarak bilirsiniz) mahalle kavgaları olurdu, bakkaldan cips çalardık (her ne kadar babamın bakkalı da olsa affetmezdim). O zamanlar internet kafeymiş, akülü arabaymış, erkek kuaförüymüş yoktular. bilmemkaç kiremit (11 di sanırım) oynar, atari salonunda takılır, berbere gider, bmx bisiklete binerdik. Götü başı açık gezmek yoktu, "ciks", "tiki" hiç yoktu, "Yhaa şhu sefgiline bşi der misan?" da yoktu. Utanırdık. Karşımızdakini düşünürdük. Karşımızdaki bizim için bizden daha önemliydi. Böyle büyüdük. Kimseye durduk yere vurmazdık. "Sen sadece sana vurana vur oğlum" diye tembihledi ailemiz bizi. Saygı vardı, beraber saatlerce canın sıkılmadan dışarıda dolaşabileceğin arkadaşların vardı. Herkes senin gibi, sen herkes gibi olabiliyordun. Sorun değildi. Yanlış gelmiyordu hiç kimse.

Dışarıya çıkmak zorunda kaldığımda midemin bulandığı kanısına vardım geçen gün. Gerçekten yaşıyorum bunu. Güleryüzlü, yeri geldiğinde utangaç, yeri geldiğinde çekingen.. Ütopik insan olmuş bunlar. Derse git'miş. Gitsem n'olucak! Sevmiyorum arkadaşım artık dışarı insanını. Homesick midir ne sikimdir, çıkmıyorum dışarıya. Asosyel miyim? Birileriyle olmak için birileri gibi olmam gerekiyorsa öyleyim. Çok da sikimde. İğrençsiniz ipneler!

Sözün özü mü? Çocukken meşe oynardık ya biz. 10 yılımı veriririm dönmek için.

0 kendini bilmez laf yetiştirmiş: